11 Ağu 2019 Sezonu
2019 sezonu; Mayıs başı tekneye gelmemizden itibaren gayet güzel, sakin ve huzurlu geçiyor. Bu sene işlerden dolayı Nisan başı yerine Mayıs’a kaydı gelişimiz. Ama Nisan ayı zaten çok yağmurlu ve serin geçtiği için bu durum beni çok da üzmedi açıkçası. Sezonun başlarınaysa bozulan hidrofor pompası tamiri damgasını vurdu.
Temizlik ve Bakım Günleri
Tekneye geldiğimizde klasik olarak ilk birkaç hafta temizlik ve bakım işleri ile geçiyor. Bu kış epey sert geçmiş mesela. İlk defa tekneyi bu kadar kirli ve hırpalanmış bulduk. Havuzluktaki tikler ilk defa yosun tutmuş bu kış. Zaten her sezon başı tiklere özenli bir bakım yaparız. Ama bu sezon kendi kendime “acaba bu yapacağımız bakımla tikler eski haline dönemeyecek mi” diye sordum. Sonuç; yaptığımız bakım sonucu eski hallerine döndüler tabii ki : )
Mia teftişte, tikler güzel temizlenmiş mi onu kontrol ediyor : )
Çalışmayan Rüzgar Göstergesi
İlk seyre çıktığımızda ise rüzgar göstergemizin çalışmadığını fark ettik. Herhalde kışın esen sert rüzgarlarda kuyruğu kopmuş. Firmadan sipariş verdik. Bizim kullandığımız model Türkiye’de stokta yokmuş, o sebeple yurt dışından gelmesini bekliyoruz.
Bu arada tabi bir süredir de rüzgar göstergesi olmadan seyir yapıyoruz. Bu benim için iyi oldu aslında çünkü Fırat’ın bana hep kızdığı bir konu var; bazen kendimi öyle kaptırıyorum ki, kafamı göstergelerden kaldıramıyorum. Olmayan rüzgar göstergesi sayesinde rüzgar yönü ve hızı için bakacağım bir gösterge de kalmamış oldu.
Bozulan Hidrofor Pompası Tamiri
Günlerden bir gün yemekte balık olduğu bir zaman, arkadaşlarımızı da yemeğe davet edelim, bir de rakı açalım, akşam hep birlikte güzel bir sofra kuralım dedik. Arkadaşları davet ettik etmesine ama iki dakika sonra hidrofor çalışmamaya karar verdi. Hidrofor çalışmaması demek, teknede su kullanamamak demek oluyor. Bu durumda ben nasıl yemek yapıp nasıl bulaşık yıkayacağım acaba? Murfy iş başında yine herhalde diye düşünmemek elde değil.
Fırat harita masasının altında hidrofor pompasını onarmaya çalışırken, Mia meraklı bir şekilde etrafta dolanıyor…
Teknede hidroforun bulunduğu yer harita masasının altı. Minicik daracık bir alan. Ben zor girerim oraya yani. Fırat o sıcakta kan ter içinde saatlerce uğraştı o hidrofor ile. Sonuç; evet o günü ve sonraki birkaç günü kurtardık ama sonradan yine gümledi. Bu sefer tamirle değişmeyeceğini anladık ve yeni bir hidrofor pompası siparişi verdik.
Yeni Model Hidrofor Pompası
Bizim kullandığımız hidrofor pompası eski (tekneyle yaşıt olma ihtimali yüksek), çalışmak için basınç tankına ihtiyaç duyan bir model. Biz de yıllardır ona ve çıkardığı sese alıştık. (Sonuçta ilk teknemiz ve ilk hidrofor pompamız) Yeni aldığımız model ise adı üstünde yeni bir model. Ve hem kullanım kitapçığında hem de kutunun üzerinde kocaman “basınç tankıyla birlikte çalıştırmayınız” yazıyor. Ama hem aldığımız mağazadaki yetkili hem de diğer danıştığımız bilgi sahibi kişiler “biz bunu yıllardır basınç tankıyla birlikte takıyoruz, hiçbir şey olmuyor” dediler. Tabi tekne sahiplerine sormak lazım aslında, basınç tankıyla birlikte kullanılan hidroforlarının durumu nasıl acaba? Yanlış kurulum sebebi ile pompaların ömürleri kısalıyor mu, ya da üreticiler ürünlerini tanımıyor mu…
Neyse biz bu yeni hidrofor pompasını talimatlara uyup basınç tanksız monte ettik. Sonuçta kullanım kılavuzlarını okuyup uygulamayacaksak, üreticiler bunları neden yazıyor ki? Ama bu yeni model hidroforun devreye girme sıklığı ve çıkardığı ses bizi hiç mutlu etmedi. Mağazaya gidip iade ettik. Ellerinde olan yine basınç tankıyla çalışan eski tip bir hidrofor pompası aldık. Hatta bu yeni hidrofor pompası sayesinde eski bir sorunumuza daha çözüm getirmiş olduk…
Eski Sorun; Teknedeki Tatlı Su Kaçağı
Tekneyi aldığımız ilk zamanlardan beri sintinemize ulaşan tatlı suyun kaynağını bulmakta bir hayli zorlanmıştık. Daha sonra bu suyun su ısıtıcının yüksek basınç tahliye vanasından geldiğini, fakat sintineye direkt ulaşmadığı için sintinenin çeşitli bölgelerinde tatlı su birikmesine sebebiyet verdiğini keşfettik.
Tahliye olan suyun direkt bir hat ile sintine çukuruna ulaşmasını sağladık. Fakat bu sorunumuzun sadece bir kısmını çözmüştü. Farş tahtaları altında biriken su sebebiyle oluşan nem ve kötü kokudan kurtulduk ama gereksiz tatlı su israfı ve sık sık devreye giren sintine pompasının enerji israfı ve normalden daha sık bozulan sintine flatörü sorunumuz baki kaldı.
Düşüncemiz normal koşullarda 2.5 bar üstü oluşan basınçlarda su tahliyesi yapması gereken su ısıtıcısı tahliye vanasının yayının, zaman içinde yumuşayarak daha düşük basınçlarda tahliye yapmaya başladığı yönündeydi.
Teknede Çözemediğimiz Problem
C-Warm su ısıtıcımız için Türkiye’de yedek parça ve muadil ürün bulma çabalarımız sonuçsuz kaldı. İngiltere’de bulduğumuz orijinal parça ise çok pahalı olduğu gibi bir de gümrük vergisine tabi olma riski vardı.
Tüm bu sebeplerden dolayı teknemizde karşılaştığımız birçok zorlu soruna er ya da geç çözüm bulabilmişken, basit bir vananın yarattığı olumsuzluk bizi üzüyordu.
Bu can sıkıcı problemden kurtulmamız ise beklemediğimiz şekilde gerçekleşti. Ansızın huysuz homurtular çıkaran hidrofor pompamız sonunda tamamen arızalanınca onarım için söküp incelediğimizde tamir kitleri ile dahi tekrar sağlıklı çalışamayacağına kanaat getirdik. (Bu esnada yukarıda bahsettiğim gibi önce başka bir pompa almıştık, beğenmeyip iade ettik)
Yeni Hidrofor Pompası
2.1 bar basınç üreten ve bir basınç tankı ile birlikte çalışan eski hidroforumuz Flojet R4305-505 ‘in yerine geçecek ürünü seçerken daha düşük bir basınç seviyesi olan bir hidrofor pompası tercih ettik. Yeni pompa Jabsco Par Max 3.5 (32600-0292) 1.7 bar maksimum basınç üretebiliyordu. Böylece teknemizdeki su sistemindeki basınç yaklaşık olarak %20 civarında düştü.
Bunun sonucunda, çok daha az devreye giren pompa ile enerji tasarrufu sağladık. Sistemin uç noktalarında olan baş kamara ve kıç duşlarında dahi hissedilebilir bir su basıncı kaybı da yaşamadık.
Tatlı Su Kaçağına Kesin Çözüm
En önemli pozitif gelişme ise, her hidrofor pompası çalışmasında, fazla yüksek basınç sebebi ile su tatlı suyumuzu sintineye kaçıran yüksek basınç tahliye vanasının artık bu huyundan vaz geçmesi oldu. Günde birkaç litre kullanma suyumuzu kaybetmiyor, gereksiz devreye giren hidrofor ve sintine pompasının sebep olduğu enerji israfı ve gürültüden de kurtulmuş olduk.
Yeni hidrofor pompasının da eskisine nazaran çok daha sessiz çalışması ise başka bir güzel gelişme oldu.
Hisarönü Körfezi’nde Sakin ve Huzurlu Günler (!)
Temizlik ve bakım safhası bittiğinde büyük bir mutlulukla kendimizi mavi dünyanın kollarına attık. Orhaniye, Turgut, İn Bükü, Selimiye, Bencik, Dirsek Bükü, Kuruca Bük… Hepsinin keyfini çıkardık. Başlarda tabi kimsecikler yoktu, tüm koylar bize aitti.
Sezon başı gerçekten sakin ve keyifli günler…
Sonra Temmuz ve Ağustos oldu, her yer inanılmaz kalabalıklaştı. Öyle zamanlar oldu ki koylarda guletlerden yer bulamadık…
Bana mı öyle geliyor bilmiyorum ama gulet sayısı her geçen sezon artıyor sanki… Aslında guletlerle bir problemim yok ama minik bir koyda kendi halimizde takılırken hemen dibimize demir atıp son ses müzik açıp saygısızca takılan ekipleri ve müşterileri biraz sabır sınırlarımı zorluyorlar.
Üzerimize Demir Atan Gulet
Bir keresinde de söylememize rağmen üzerimize demir attılar. Neymiş efendim ertesi sabah erkenden çıkacaklarmış, bir şey olmazmış. Ama çıkmadılar tabi ki… Biz de o akşam üstü demir almak isteyince, teknelerinde ne kaptan ne gemici demir alıp bizim de demir almamıza imkan verecek muhatap kimseyi bulamadık.
Ne mi oldu sonra? Biz demir alırken bir tayfaları dingiyle bize yardımcı oldu. Ama belli bir noktadan sonra ırgatımız aşırı zorlanmaya başladı. O noktadan sonra bizim demir almamızın tek imkanı önce onların demir almasıydı. “Teknede kaptanım yok, demir alamam” demelerine rağmen, biz koydan ayrılmak durumunda olduğumuz için ısrar etmeye devam ettik. Onlar da yan motor yatın kaptanından yardım istediler ve sonunda demirimizin üstünden koca demirlerini kaldırdılar… Biz de böylece demir alıp koydan ayrılabildik.
Gulet kalabalığından uzakta güzel bir akşam; Selimiye’de yıldızların altında akşam yemeği…
İn Bükü (Emel Sayın Koyu) Macerası
Tekne sahibi olduğumuz ilk yaz (belki eski yazılardan hatırlarsınız) kedimiz Mia’yı ilk defa tekneye getirdiğimiz ve İzmir’den annemle babamın da bizi ilk defa ziyaret ettikleri bir gün full arma sert bir havaya girmiş, teknedeki herkesi istemeden korkutmuştuk. O gün bu seyir sonrası ilk defa İn Bükü’nü ziyaret etmiştik. Sert esen rüzgar ve koyun bize kalabalık gözükmesi dolayısıyla demirlemekten vaz geçmiş, yandaki Çamurlu Koyu’na geçmiştik. Ve İn Bükü ile olan maceramız o gün başlayıp bitmişti.
İn Bükü’nün doğasının güzelliğine hayran almamak mümkün mü?
Aradan geçen 3 sene boyunca bir daha İn Bükü’ne gitmek içimizden gelmemişti. İskeledeki birkaç komşumuzun koyu öve öve bitirememesi sonucu “haydi şu koya bir şans daha verelim” dedik. Yine yanımızda İzmir’den gelen iki arkadaşımızla birlikte İn Bükü’ne gittik. Bu sefer seyir de, demirleme de, koyun sakinliği de… hepsi on üzerinden ondu. Sanki Hisarönü’nün kalabalık koylarından çok uzakta, ayrı bir diyarda gibiydik.
Çevremizdeki enfes doğanın keyfini çıkardık, ipek gibi denizde bol bol yüzdük, karaya çıkıp orman yolunda yürüdük, koyda çokça bulunan defne ağaçlarından defne yaprağı bile topladık. Hatta bir sabah erkenden yan koyda yer alan Çubucak Orman Kampı’nın pazarına gidip taze meyve sebzeler aldık.
Eskiden en sevdiğim aylar Temmuz ve Ağustos aylarıydı. Şimdiyse denizin bile inanılmaz kalabalık olduğunu düşündüğüm bu ayların bitmesini, güzelim sonbaharın gelmesini iple çekiyorum. Sonbahar gelsin ki; sarı yaz başlasın, tüm koylar yine sadece bizim olsun…
Yazılış Tarihi :09.08.2019
- Sonraki yazı; Kısa mesafe telsiz operatörü eğitim ve sınavı
Yeni yazılardan ve güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Facebook Sayfamızdan takip edebilirsiniz.
Teknelerde LPG Güvenliği
Teknelerde LPG Güvenliği Tekne sahibi olduktan sonra, elimizden geldiğince her konuda bilgi edinmeye ve kendimizi geliştirmeye başladık. Gerek yelken konusunda, gerek motor konusunda, gerekse de teknenin diğer teçhizatları konusunda hep bir şeyler öğrendik. Ancak teknemizin LPG güvenliği hep bir soru işaretiydi bizim için. Çünkü ne......
17 Haziran, 2023Uzun Bir Aradan Sonra Merhaba
Merhaba dostlar, O kadar uzun zamandır beyaz bir sayfa açıp karşısına oturmadım ki… Uzak kaldım blog yazılarından ve sizlerden. O yüzden kısa bir bilgilendirme yapmak, biraz da iç dökmek istedim. 2022 sezonu güzel bir sezondu. Tekneyle ilk defa Kaş Kekova taraflarına gittik biliyorsunuz. Videoları bu......
26 Mart, 2023Tekneyle Kaş’a Gidiyoruz
2022 sezonu biraz bakım onarım işleriyle başlamış olsa da, sonunda Haziran ayının sonunda iskeleden ayrılıp güneye doğru olan seyrimize başladık. Ve tekneyle Kaş’a gidiyoruz dedik. Ama ne kadar güneye sorusunun cevabı henüz yok çünkü şu an hala Kaş’tayız. İlerleyen günler bize ne getirecek henüz bilmiyoruz.......
15 Temmuz, 2022Tekneye Yıldırım Düşmesi
Tekneye yıldırım düşmesi hikayelerini sağdan soldan duyar, hayretler içinde dinlerdim. Bir gün bizim de başımıza gelebileceği hiç aklıma gelmemişti. Ama geçtiğimiz sezon yani 2021 yılının Ekim ayındaki bir fırtınada bizim de başımıza geldi. Bu yazıyı hazırlamamın sebebi; hem yıldırım düşmesinden etkilenen teknemizde karşılaştığımız aksaklıkları anlatmak......
19 Mart, 2022
Koray Eti
Posted at 18:55h, 13 AğustosHer zaman olduğu gibi muhteşem
Tebrik ederim
Denize her yönü ile değer verildiği çok açık dile gelmiş
Sağlıkla kalın
Tuna Göker
Posted at 16:06h, 16 AğustosÇok teşekkür ederiz Koray Abi’miz. En kısa zamanda buluşmak dileğiyle.. 🙂