15 Tem Tekneyle Kaş’a Gidiyoruz
2022 sezonu biraz bakım onarım işleriyle başlamış olsa da, sonunda Haziran ayının sonunda iskeleden ayrılıp güneye doğru olan seyrimize başladık. Ve tekneyle Kaş’a gidiyoruz dedik. Ama ne kadar güneye sorusunun cevabı henüz yok çünkü şu an hala Kaş’tayız. İlerleyen günler bize ne getirecek henüz bilmiyoruz.
Komşu Teknenin Kara Bakım Dönemi
Gelelim 2022 sezonu neden bu kadar geç başladı sorusunun cevabına. Çünkü Mia’nın gözündeki rahatsızlık sebebiyle tekneye gelişimiz Nisan sonunu buldu. Kısa bir yerleşme faslının ardının hemen İtalyan komşumuz Edoardo ve eşi Danny geldiler. Mayıs başı onların tekne Netsel’de karaya alınacaktı. Ve tüm süreçten Fırat sorumlu olacaktı. Bu bizim için de değişik bir dönemdi çünkü Fırat kendi teknemizin işleriyle ilgilenmek haricinde ilk defa başka bir teknenin hem transferini hem de kara bakım sürecini yürütecekti. Ve Admiral teknesinin yaklaşık 15 günlük kara bakımı boyunca da gayet başarılı bir iş çıkardı.
Mia’nın Rahatsızlığı
E o teknenin işleri bittikten sonra, sırada bizim teknenin sezona hazırlanma işleri vardı. Tam onlarla uğraşırken Mia yeniden rahatsızlandı. Bu sefer genel bir iştahsizlik hali, keyifsizlik, arka bacağında topallama gibi şikayetleri vardı. Apar topar tekneyi kapattık ve İzmir’e gittik. Gerekli tüm ultrasonlar, röntgenler ve kontroller yapıldı ama şikayetlerin sebebini net bir şekilde anlayamadık. Doktorumuz bir kortizon iğnesi yapmayı önerdi. Ve bu iğne mucizevi bir şekilde Mia’yı hemen toparladı. Durumunu bir süre daha gözlemledikten sonra tekneye dönmeye karar verdik.
Ve Artık Sezon Başlasın…
Bu sezon için yaptığımız planlarımız bir bir gerçekleşmemeye başlayınca, biz de kendimizi akışa bırakmaya karar verdik. İzmir’den yakın arkadaşlarımız Temmuz başı için Kaş’ta ev kiraladıklarını söylediler. E biz de daha önce tekneyle Kaş’a gitmemiştik. Neden olmasın dedik ve hemen rota çalışmaya başladık.
Kaş Rotamız
Rotamız şöyleydi;
Turgut – Çiftlik; 35 Deniz Mili
Çiftlik – Aşı İçi Koyu; 20 Deniz Mili
Aşı İçi Koyu – Gemile Adası; 30 Deniz Mili
Gemile Adası – Kelebek Vadisi; 5 Deniz Mili
Kelebek Vadisi – Kaş Marina; 35 Deniz Mili
Bu koyların bazılarında bir gece, bazılarında iki gece demirleyip yolumuza devam ettik.
Yıllar Sonra İlk Defa Çiftlik Koyu
2017 senesinde Çiftlik Koyu’nda geçirdiğimiz kazayı biliyorsunuzdur… Bilmiyorsanız buradan okuyabilirsiniz… O geceden beri Çiftlik’e gitmeyi bir şekilde reddediyorduk. Hatta bu sefer de Bozukkale’de demirleyecektik ama hava kuzeybatıdan şiddetli esiyordu ve o havada Çiftlik daha doğru bir tercih olacaktı. O yüzden seneler sonra ilk defa Çiftlik’e demirledik ve alargada kaldık. Aynı koyda, geçen sene tanışıp çabuk kaynaştığımız ve birlikte Kite Surf eğitimi aldığımız Lemonade teknesi’nin tatlı kaptanları Selin ve Yiğit’de vardı. Onlarla da hasret gidermiş olduk.
Çiftlik’ten sonra Aşı İçi Koyu
Çiftlik’te klasik soluganlı ama olaysız bir gece geçirdikten sonra ertesi sabah demir aldık ve Aşı İçi Koyu’na doğru yelkenleri bastık. Kolayımıza keyifli bir seyirle Dişbilmez Burnu’nun önüne kadar geldik.
Aşı İçi koyunda sadece bir adet restoran bulunuyor. Koya karadan da ulaşım mevcut. Ancak yolu çok düzgün olmadığı için sanırım, karadan çok tercih edilen bir koy değil sanırım. Aynı şekilde açık bir koy olduğundan dolayı, denizden de çok tercih edilmiyor. İki gün kaldığımız Aşı İçi koyu’nda 2-3 tekne olduk en fazla. Restoranın yüzer iskelesine bağlanmayı tercih etmeyip yandaki koyda kıçtan kara olduk. Restorandan bir görevli bağlanmamıza yardımcı oldu. Biz de teşekkür etmek için akşam üstü restorana gidip bira kalamar yaptık.
Gemile Adası (St. Nicholas Adası)’na Doğru
Aşı İçi Koyu’nda iki gün kaldıktan sonra yolumuza devam ettik. Yine kolayımıza bir seyirle Gemile Adası’na doğru dümen tuttuk. Akşam üstüne doğru vardığımız Gemile Adası bizi önce büyüledi. Çünkü gerçekten çok güzel bir liman. Tarihle iç içe geçmiş masmavi bir denize sahip. Çok da korunaklı aynı zamanda.
Ancak Ölüdeniz’den kalkan korsan guletleri koyu öyle bir istila ediyorlar ki… Biri geliyor, biri gidiyor. Hepsinde son ses müzik. Koydaki diğer tekneleri bırakın, bu guletlerin birbirine bile saygısı yok … Ertesi sabah kaçar gibi demir aldık ve Kelebek Vadisi’ne gittik.
Kelebek Vadisi’nde Alargada Kalmak
Kelebek Vadisi bizim için çok özel bir yer. Yıllarca sahilinde kamp yaptık. Kadife denizinde yüzdük, sahilinde ateş yakıp yıldızların altında uyuduk. Güneşin her batışında Shine On You Crazy Diamond dinledik. Maalesef birkaç senedir gidemiyorduk ama Vadi’ye hep özlem duyuyorduk. Sonra hazır Gemile’deyken dedik ki neden olmasın?… Bir gidelim, solugan eğer çok rahatsız ederse demir alır Gemile’ye geri döneriz.
Seneler sonra Kelebek Vadisi’ndeyiz… : )
Özellikle ilk gece çok solugan vardı. Ama ertesi gün hava çok sakindi. Bu sayede gece de bir önceki gece gibi solugan olmadı…
Kelebek Vadisinde gün batımını izlerken Pink Floyd’dan Shine On You Crazy Diamond dinlemek…
Gittik, demirledik, yüzdük, sahile çıktık, özlem giderdik. Ve gerçekten çok mutlu olduk… Akşam güneş batarken teknenin burnunda oturmuş o enfes gün batımını izlerken Fırat drone kaldırıp bu anı bir de havadan ölümsüzleştirmek istedi.
Bu ölümsüzleştirme anı tam hayal ettiğimiz gibi gerçekleşmedi tabii. Güzel bir uçuşun ardından maalesef dronumuz bir ağaca çarparak düştü.
Drone Ağaca Çarparak Düştü
Neyse ki daha şarjı vardı ve düştüğü yeri çok net bir şekilde GPS sinyalinden anlayabildik. Ancak tek sorun çok yüksekte bir yere düşmüştü ve oraya profesyonel ekipman olmadan tırmanmak pek mümkün değildi. Fırat o akşam ve ertesi gün drone’u bulmak için elinden geleni yaptı ama çabaları boşunaydı… Fethiye’de tanıdıklarımıza haber saldık, belki dağcılıkla uğraşan birileri vardır ve bize yardımcı olur ümidiyle…Akşama doğru iki yamaç paraşütçüsü gençten haber geldi. Cumhur ve Kadir ismindeki bu iki genç aynı zamanda profesyonel arama kurtarma görevlisiydi ve Vadiye profesyonel ekipmanları ile Faralya’dan inip drone’u bulabileceklerini söylediler. Sonuçta eğer düşüp yuvarlanmadıysa tam lokasyonunu biliyorduk…
Gençlerle anlaştık ve dürbünle onları heyecanlı bir şekilde izlemeye başladık. Çok emin adımlarla ve gerçekten çok profesyonel biçimde, gerekli noktalarda istasyon kurarak drone’dan son sinyal aldığımız noktaya ulaştılar. Ve beklenen oldu, gerçekten de o noktada düşen drone’umuzu buldular. Sahilde buluştuk ve drone’u teslim aldık.
Düşen drone’u bulduğumuza ve iki yeni dost kazandığımıza sevinmiş bizler…
Ver Elini Kaş…
Ertesi sabah Kelebek Vadi’sinde geçen bu hem üzücü hem sevindirici duygu yüklü iki günün ardından demirimizi alarak Kaş’a doğru olan seyrimize başladık. Önce Yedi Burunlar, ardından uzun Patara kumsalı, sonra Kalkan derken rüzgarsız ve aynı zamanda da dalgasız olan seyrimiz öğleden sonra Kaş Marina’ya yanaşıp bağlanmamızla son buldu. Rotanın bu bölümünde motoru hiç kapayamadık ama ana yelkenimizi de hep açık tuttuk. Ne kadar dalga yoktu desem de, sonuçta artık açık denizde seyrettiğimiz için tekne bir miktar yalpaya düşüyordu. Onu minimize etmek için ana yelkeni hiç kapamadık.
Kaş Marina
Kaş Marina’da üç gün bağlandık ve günlerimizin büyük kısmını arkadaşlarımızın tuttuğu eve gidip gelerek, onlarla hasret gidererek geçirdik. Bu marina gördüğüm marinalar arasında en güzeli diyebilirim. Gerek düzeni, gerek pontonlar arası mesafesi, gerek peyzajı… Her şeyiyle çok beğendim. Marinada geçen üç günün ardından su depomuzu fulledik, tekneyi bir güzel tuzundan arındırdık, market alışverişimizi yapıp eksiklerimizi tamamladık. Ardından marinanın en dip kısmındaki mazot istasyonuna yanaşarak hem mazot aldık hem de atık verdik. Sonrasındaysa Bucak Denizi’nde yani aslında marinanın karşısında birkaç gün alargada kaldık. Pembe begonvillerle dolu yeşil bir manzaraya sahip olmak çok hoşuma gitti.
Kaş’ta arkadaşlarımızla birlikte geçirdiğimiz günler çok keyifliydi…
Limanağzı Koyu
Bucak Denizi’nden sonra Kaş Bölgesi’ndeki ikinci demir yerimiz Limanağzı, diğer adıyla Bayındır Koyu oldu. Burada demirlediğimiz dönem aynı zamanda bayram dönemine denk geldi. Şunu söyleyebilirim ki, buralar gerek Hisarönü gerek Gökova’ya göre epey tenha. Bu tenhalık çok hoşumuza gitti. Bunun haricinde denizin rengi o kadar güzel ki ve su altı görüş o kadar iyi ki… Buraya dalış merkezleri geliyorlar. Bu sayede denizin altı da tertemiz.
Bu koyda aynı zamanda hem bir uçak batığı hem de sualtı müzesi var. Sualtı müzesinden kastım belli bir alana batırılmış heykeller, sütunlar, amforalar… Beş ile yirmi metre derinlik arasında yer alan bu sualtı müzesine dalmak da bize çok keyif verdi…
Şimdilik hala bu koyda demirdeyiz ve biraz birikmiş işlerimizle ilgileniyoruz. Editlenmeyi bekleyen youtube videoları, yazılmayı bekleyen blog postları da malum…
Bizden haberler böyle dostlar, bakalım sezonun kalanında ne maceralar yaşayacağız…
Limanağzı’ndan sevgiler…
10.07.2022
Yeni yazılardan ve güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Facebook Sayfamızdan takip edebilirsiniz.
Teknelerde LPG Güvenliği
Teknelerde LPG Güvenliği Tekne sahibi olduktan sonra, elimizden geldiğince her konuda bilgi edinmeye ve kendimizi geliştirmeye başladık. Gerek yelken konusunda, gerek motor konusunda, gerekse de teknenin diğer teçhizatları konusunda hep bir şeyler öğrendik. Ancak teknemizin LPG güvenliği hep bir soru işaretiydi bizim için. Çünkü ne......
Uzun Bir Aradan Sonra Merhaba
Merhaba dostlar, O kadar uzun zamandır beyaz bir sayfa açıp karşısına oturmadım ki… Uzak kaldım blog yazılarından ve sizlerden. O yüzden kısa bir bilgilendirme yapmak, biraz da iç dökmek istedim. 2022 sezonu güzel bir sezondu. Tekneyle ilk defa Kaş Kekova taraflarına gittik biliyorsunuz. Videoları bu......
Tekneyle Kaş’a Gidiyoruz
2022 sezonu biraz bakım onarım işleriyle başlamış olsa da, sonunda Haziran ayının sonunda iskeleden ayrılıp güneye doğru olan seyrimize başladık. Ve tekneyle Kaş’a gidiyoruz dedik. Ama ne kadar güneye sorusunun cevabı henüz yok çünkü şu an hala Kaş’tayız. İlerleyen günler bize ne getirecek henüz bilmiyoruz.......
Tekneye Yıldırım Düşmesi
Tekneye yıldırım düşmesi hikayelerini sağdan soldan duyar, hayretler içinde dinlerdim. Bir gün bizim de başımıza gelebileceği hiç aklıma gelmemişti. Ama geçtiğimiz sezon yani 2021 yılının Ekim ayındaki bir fırtınada bizim de başımıza geldi. Bu yazıyı hazırlamamın sebebi; hem yıldırım düşmesinden etkilenen teknemizde karşılaştığımız aksaklıkları anlatmak......
No Comments