Mia’nın Güzelleşme Zamanı

Mia’nın Güzelleşme Zamanı

Teknemiz Mia ile ilk yılımızda unutulmaz bir yaz ve sonbahar geçirdik. Bu süre boyunca o bize iyi baktı, biz de elimizden geldiği kadar ona… Şimdi Mia’ya biraz daha iyi bakmamız ve onu güzelleştirmemiz için kendisinin bakıma girmesi gerekiyor; yani Mia’nın kara bakımı zamanı geldi.

Geçtiğimiz yıl hem satın almamıza aracılık eden, hem de teknenin bakımlarını üstlenen firma ile satın alma işlemlerini başlatmadan evvel tekneyi karaya alma ve altına bakmanın uygun olacağını konuşmuştuk. Her şey yolundaysa satın alma işlemlerini başlatacaktık. O zaman kara bakımı ‘nda yapılan kontrollerde herhangi bir sorun çıkmamış ve sonrasında bizim bir teknemiz olmuştu.

O zaman tüm bu süreçlerle Fırat yalnız başına ilgilenmişti. Bense kurumsal bir firmada çalışıyor olduğum için izin kullanamamış ve ona ancak uzaktan destek olmuştum. Oysa şimdi beraberiz ve her şeyle birlikte ilgileniyoruz. Fırat benden biraz daha deneyimli haliyle.  Ama her şey ikimiz için de çok yeni ve biz çok tecrübesiziz.

Tam olarak prosedür nasıl işliyor emin olmadığımız için, çalışma hayatından bildiğimiz teklif isteme mantığı ile işe başlamanın uygun olabileceğini düşündük. Yapılmasını istediğimiz işlerden bir liste oluşturduk ve bakım firmamızla paylaştık. Bakım firmamız da bize ilgili işlerle ve farklı iki marinaya ait karaya alma işlemleriyle ilgili teklif gönderdi. Bağlı olduğumuz iskeleye yakınlığını göz önünde bulundurduğumuzda tekneyi Martı Marina’da karaya almak bizim için daha kolay olacaktı. Ama marinalar ve anlaşmalı olmadığı firmalardan alınan komisyon ücretleri söz konusu olduğunda bu bize biraz daha pahalıya gelecekti. Bu sebeple tekneyi Marmaris’e götürmeye, karaya alma işleminin ise Netsel Marina’da yapılmasına karar verdik.

Mia Kara Bakımı için Marmaris Yolunda

Marinanın yoğunluğu dolayısıyla karaya alma günü o gün mü olsun bugün mü olsun derken son karar 4 Mart oldu. Biz de bir gün evvel İzmir’den yola çıktık ve Orhaniye’ye gittik. Ertesi gün yapacağımız uzun seyir için gerekli hazırlıkları yaptık. Günlerdir takip ettiğimiz hava durumunu son kez kontrol ettik. Birkaç farklı kaynaktan karşılaştırdığımız hava çok sakin gözükmüyordu ama fırtına derecesinde de değildi.

Kendi teknemizin transferini ilk defa kendimiz yapıyor olmanın dışında, ilk defa bu kadar uzun bir seyir yapacaktık. Karadan yaklaşık 1 saat süren Orhaniye – Marmaris arası, denizden 8 saat civarı sürüyordu.

Sabah güneşin ilk ışıklarıyla uyandık. Tekneyi neta edip motoru çalıştırdık. Orhaniye’yi dümen suyumuzda bırakarak yeni bir maceraya yelken açtık. Hisarönü Körfezi’nden çıkana kadar hava çok sakindi ama Atabol Burnu civarlarında saatte 30 knot esmeye başladı. Bir saat kadar bu şekilde estikten sonra rüzgar yine düştü ve sonra yine yükseldi. 8 saat biraz öyle biraz böyle derken geçti. Saat 16:00 sularında Marmaris’e yaklaştık. Netsel Marina’ya giriş yapmak üzereyken sakin seyreden rüzgar yine saatte 20 – 25 knot civarlarında esmeye başladı. İlk defa gireceğimiz bir marina olması dolayısıyla biz de biraz stres olduk. Ama mendireği geçer geçmez rüzgar sanki bize yanaşmamız için müsaade etmiş gibi sakinleşti; biz de biraz rahatladık.

Marinada Olmanın Avantajları

Zaten marinanın profesyonel olan görevlileri hemen botlarıyla desteğe geldiler. Biri iskeleden bağlanmamıza yardımcı oldu, diğeri önce botuyla teknenin açısını düzeltti sonra tonozu bağlamamıza yardım etti. Daha önce bir yere hiç bu kadar kolay ve zahmetsiz bir şekilde yanaşmamıştık. Bu da sanırım iskele yerine marinada olmanın bir artısıydı. Ve açık konuşmak gerekirse hoşuma gitmişti. Çekme – atma ücretini ödemek için marina ofisine gittiğimizde bağlama ücretleri ile ilgili de bilgi istedik. Çünkü hem bu profesyonel yardım hoşuma gitti hem de marinanın sosyalliği bana bir göz kırptı.

tekne karaya almaMia kara bakımı için vinçle karaya alınırken. Heyecanlanmamanın imkansız olduğu anlar : )

Her ne kadar Orhaniye’deki iskelemizi ve doğasını çok seviyor olsam da, yaz mevsimi dışında biraz izole ve ıssız olduğunu düşünüyorum. Marmaris’in merkezi konumundaki bir marinada olmanın da kendine göre avantajları olabileceğini fark ettim. Ama her ne kadar an itibariyle kampanyalı fiyatlar sunsalar da, marina ve iskele fiyatları karşılaştırılamaz ölçüde farklılar. Bu sebeple “amaan, zaten yaz geliyor, artık önümüzdeki kış düşünürüz” deyip olduğu gibi devam etmeye karar verdik.

Başka Bir Marmaris

Tekne ertesi gün karaya alınacağı için, o gün başka bir işimiz yoktu. Uzun, rüzgarlı ve soğuk bir seyirden sonra biraz yorulduğumuz için önce dinlendik ve tazelendik. Sonrasında kendimizi Marmaris’in kollarına bıraktık. Tekne bakımdayken kendimize bu sürede konaklayacak Marmaris Kaleiçi’nde şirin bir yer ayarladık.

marmaris kale iciMarmaris Kaleiçi’nde kaybolmak çok zevkli

Tekne işlerinden fırsat buldukça da Marmaris’i gezdik. Döne döne içinden geçtiğimiz taş sokaklar, tarihe tanıklık etmiş minik evler, muhteşem bir Marmaris manzarasına sahip olan Marmaris Kalesi… Kale içinde yer alan Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait kazılarda çıkan parçaların sergilendiği Arkeoloji Müzesi beni çok etkiledi.

marmaris kaleMarmaris Kalesi

Marmaris’te Yelken Yarışları

Teknenin karaya alınacağı o Cumartesi günü ve sonraki gün (4 – 5 Mart 2017) Marmaris hem Ergo – Mıyc Kış Trofesi’nin 3. Ayağı’na, hem de Marmaris Duatlonu’na ev sahipliği yapıyordu. Güneşin sıcaklığını olabildiğine hissettirdiği bu güzel günlerde Marmaris’e gelen katılımcıların da sayesinde sokaklar şenlenmişti. İlçeye adeta bir yaz hareketliliği gelmişti. Biz de bir yandan tekneyi hazırlarken bir yandan da marinada yarış öncesi hazırlık yapan tekneleri izliyorduk. Yarış başladıktan sonra da tekne işlerinden fırsat buldukça yarışı izlemeye çalışıyorduk.

Fakat ne zamanki hafta sonu bitti ve Pazartesi oldu, bitmek bilmeyen yağmurlar başladı. Tam 5 gün boyunca aralıksız yağmur yağdı. Öyle ki kendimi Güneydoğu Asya’da muson yağmurlarına maruz kalmış gibi hissettim. Başlayınca bitmek bilmeyen, şiddeti pek değişmeyen ve aralıksız yağan yağmurlar… Bu yağmurlar sebebiyle teknemizin işleri aksadı. Yapılması gereken işler gecikti. Ama doğa ihtiyaç duyduğu bu yağmurlar sayesinde burada bu kadar güzel ve yeşil.

Marmaris Yelken YarislariMarmaris yelken yarışları

Yağan Yağmurlar Kara Bakımı ‘nda İşlerimizi Aksattı

Yağan aralıksız yağmurlar sebebiyle, biz de belli bir günde İzmir’e dönmek zorunda olduğumuz için biraz sıkıştık. Ama her şey bir ders oluyor bize. Marinalar ve bakım firmaları çok yoğunlaşmadan rahat rahat halledelim diye düşündüğümüz işlerden, mevsim yağmurları dolayısıyla istediğimiz performansı alamadık. Önümüzdeki sene de bu seneki gibi sıkışık bir zamanda tekneyi karaya almak durumunda kalırsak, daha kuru bir mevsim tercih etmek daha doğru olabilir.

Kara Bakımı ‘nda Yapılanlar ve Yapılmayanlar

Bu kara bakımı ‘nda önem verdiğimiz iki kalem iş vardı özellikle. Biri manevra pervanesi, diğeri ise güneş paneli montajı idi. İkisi için de bakım firmamızdan teklif aldık. Her ikisinin de pahalı olacağını tahmin ediyordum ama gelen teklifler düşündüğümden de yüksek çıktı. Teknede her bir parçanın Euro üzerinden değiştiğini, işçiliği bile Euro üzerinden ödediğimizi düşünürsek ve Euro’nun 4’e dayandığı şu günlerde masrafların birden ne kadar artmış olduğunu tahmin edebilirsiniz sanırım.

Manevra Pervanesi Taktırmaktan Vazgeçtik

Manevra pervanesi konusunda tam bir karar verememiştik. Ama işin özünde pervaneyi taktırırsak kolaya kaçacağımızı biliyorduk. Bunun yerine daha cesur davranıp, gerekli manevralarda ustalaşmaya çaba göstermeye ve teknemizi olduğu haliyle yüzdürmeye karar verdik. Çünkü kolaya kaçmamak ve bu işi düzgün öğrenmek istiyoruz. Biliyorum ki bu yaz yine rüzgar ters bir taraftan esecek, biz tam yanaşmaya çalışırken teknenin başı “Sen Hanya’ya git, ben Konya’ya gideceğim” dermişçesine özgürce takılacak ve belki öyle bir durumla karşılaşacağız ki “keşke zamanında taktırsaymışız şu pervaneyi” diyeceğiz. Ama an itibariyle Fırat’la ikimizin ortak kararı taktırmamak yönünde oldu.

Güneş Paneli Konusu

Diğer konu ise güneş paneli mevzusu. İlk olarak bu işlemin tekne illa karadayken yapılması gerekmediğini fark ettik. Teknemizde güneş paneli olmasını hala çok istiyoruz ama konuyu biraz daha araştırıp daha fazla bilgi sahibi olmalıyız. Çünkü teknenin elektrik sistemine ek olarak bu güneş paneli işini yapıyorken, var olan sistemi de iyileştirmenin iyi olacağı kanısındayız. Redresör, invertör, alternatör, galvanik izolatör, MPPT özellikli regülatör gibi elemanlardan olmayanların sisteme eklenmesini, olanların ise iyileştirilmesini; bunların haricinde ise bu sistemin takibi için dijital bir akü monitörü eklenmesini planlıyoruz.

Hayatıma Yeni Giren Kavramlar

Mevcut sulu tip akülerimizi de yüksek verimli jel tipi aküler ile değiştirmemiz kaçınılmaz. Zira toplanan gücü verimli olarak depolayamaz isek hiç birisinin önemi kalmıyor. Tüm bunları düşününce ise halime gülüyorum… Bir yandan çok hoşuma gidiyor hayatıma yeni giren bu kavramlar. Bir sene önce aküler seri mi bağlanmış yoksa paralel mi, teknenin elektriği 12 volt muymuş yoksa 24 mü, güneş panelleri akülerin dolmasını nasıl sağlıyormuş gibi konular hiç gündemimde değildi. Sıcacık konforlu evimde elektrikli bir aleti prize taktığım gibi çalışırdı. Nasıl’ını, niçin’ini hiç düşünmezdim.

Şimdiyse motor nasıl çalışıyor, hareket enerjisi elektrik enerjisine nasıl çevriliyor gibi sorular dönüyor kafamda. Ve anlamak için elimden geleni yapıyorum. Tahmin edeceğiniz üzere bu süreçte sorduğum sorulardan ve verdiğim cevaplardan Fırat’ın saçları biraz beyazlamış olabilir. Zira her ne kadar onun da hayatında bu kavramlar geçen sene olmasa da, o bu tip konulara benden daha yatkın.

Bazı Rutin Bakımları Kendimiz Yapmaya Karar Verdik

Karaya alınınca tekneye yapılan rutin bakımların haricinde başka işler de istedik bakım firmamızdan. Ve kara bakımı ‘nda yapılan rutin bakımların da bir kısmını istemedik. Mesela marin tuvaletlerin bakımı, vinçlerin bakımı, krom ve güvertenin parlatılması gibi. Bu işleri geçen yaz olduğu gibi bu yaz da kendimiz yapmak niyetindeyiz. Vinç bakımı ilk olacak bizim için. Ama  çok zorlanmadan öğreniriz diye umut ediyorum. Motor bakımı, jeneratör bakımı, ırgat bakımı gibi rutin yapılması gereken ve an itibariyle bizi aşan bakımların ise hepsini yaptırdık.

Zehirli Boya Yerine Copper Coat

Teknemizin altında zehirli boya yerine Copper coat olduğu için, her sene altındaki boyayı kazımak ve yeniden boyamak gerekmiyor. Tazyikli su ile yıkamak yeterli oluyor. Ancak bu bakımda fark ettik ki Copper coat zayıflamaya başlamış. Bu Copper coat boyanın tekneye tam olarak hangi yıl yapıldığını bilmiyorduk. Teknenin eski sahipleriyle iletişime geçip, bu yaz boyanın 6. yazı olduğunu öğrendik. Ve zayıflayan yerlerin çokluğunu düşündüğümüz zaman önümüzdeki kış bakımında ya yeniden Copper coat uygulaması yapılması ya da zehirli boyaya geçmemiz gerekebileceği sonucuna vardık. Bu bakımda ise sadece bizi önümüzdeki seneye kadar idare edecek şekilde zayıflayan yerlere yama yapıldı.

Tüm bunların haricinde yelkenler indirildi, yıkama ve onarımları yapıldı. Bir yerinden hava kaçıran dingimiz tamire gitti. Zincirimizin çıpa tarafındaki zayıflayan halkaları söküldü. İyi durumda olan serpinti körüğünün eskimiş camları yenilendi. Ayrıca yeni usturmaça kılıfları, otomatik şişebilen can yeleği, yelken kıyafetleri, harita malzemeleri gibi teknede eksik olan malzemelerin temini gibi işleri de hallettik.

Dönüş Seyrinde Yüksek Dalgalar

Ve 10 gün sonunda teknenin karadaki bakımı biterek suya indi. Bizim de artık tekneyi Orhaniye’ye götürmemiz için önümüzde bir engel kalmadı; hava durumu dışında. Dönüş günü için yine birkaç farklı kaynaktan rüzgar ve deniz durumunu kontrol ettik. Rotamız boyunca rüzgarın çok yüksek şiddette olmadığını gördük. Ama 1.5 – 2.5 metre arasındaki  dalga bizi biraz zorlayabilirdi.

Belki daha bol vaktimiz olsaydı seyir planımızı daha sakin bir tarihe ertelerdik. Fakat programımızın darlığı buna müsaade etmedi. Sabah erkenden uyanıp yola çıktık. Öğlene doğru vardığımız Alaburun civarına kadar hava ve deniz sakindi. Ama biz ne zaman Alaburun’a yaklaştık, deniz de işte o anda köpürmeye başladı. Rüzgar saatte 30 – 35 km esiyordu ancak denizi tahminimce 3 metre civarında olan kaba dalgalar süslüyordu.

Teknede Doğru Kıyafetin Önemi

Dalgaları aşan teknemizin burnu sudan metrelerce yukarı çıkıyor, tekrar denize ulaştığında ise tüm güverte gelen serpinti ile yıkanıyordu. Dalga boyunun yüksekliği ve rüzgarın yönü sebebi ile tramolalarımız bizi Simi adası ile Alaburun arasında çalışan bir vapura benzetti. Yaklaşık bir saat deniz üzerinde yüksek hızla fakat esas rotamızda gıdım gıdım ilerledik. Bu esnada hemen yeni edindiğimiz can yeleklerimizi giydik. Ve üstümüzde neyse ki yelken kıyafetlerimiz vardı çünkü serpinti körüğünün mani olamadığı dalgalar üzerimizden geçerek bizi yıkadı.

kaptan dümenTeknede doğru kıyafetin önemini çok iyi anladık

Burnu dönüp Yeşilova Körfezi’ne girdiğimizde ise bir miktar rahatladık, apaz seyri ile hızla mesafe kaydettik. Anladık ki; şartlara uygun giysilerimizi ve can yeleklerimizi geç de olsa almamız, uzun süredir kullanılmayacak kadar kötü durumda olan serpinti körüğünün camlarını yenilememiz çok iyi olmuş. Aksi halde bu geçiş basit eksikler yüzünden kabusa da dönüşebilirmiş. Evet, belki başka şartlarda olsa bu havaya girmemeyi tercih ederdik ama bunun bizim için çok güzel bir deneyim olduğunu da yadsıyamayız.

Geçen sene beni korkutan havalar ve teknenin verdiği tepkilerden, teknede geçirdiğim zaman ve deneyim arttıkça artık eskisi gibi korkmamaya başladığımı fark ettim. Bunu fark etmek beni çok mutlu etti. Hiçbir şey bilmeyerek ve tabiri caizse göbekten daldığımızın deniz yaşamımızda her geçen gün daha iyi birer denizci oluyoruz. Tabi ki hala çok az şey biliyoruz. Ama başladığımız yerden bir yılda kat etmiş olduğumuz mesafe de umut verici.

 

Yazılış Tarihi :17.03.2017
Yelken Dünyası Dergisi, Nisan 2017 sayısında yayınlanmıştır.

 

Yeni yazılardan ve güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Facebook Sayfamızdan takip edebilirsiniz.

Sailing Mia'yı Facebook'ta takip et

facebook.com/sailingmia

 

  • Teknelerde LPG Güvenliği Tekne sahibi olduktan sonra, elimizden geldiğince her konuda bilgi edinmeye ve kendimizi geliştirmeye başladık. Gerek yelken konusunda, gerek motor konusunda, gerekse de teknenin diğer teçhizatları konusunda hep bir şeyler öğrendik. Ancak teknemizin LPG güvenliği hep bir soru işaretiydi bizim için. Çünkü ne......

  • Merhaba dostlar, O kadar uzun zamandır beyaz bir sayfa açıp karşısına oturmadım ki… Uzak kaldım blog yazılarından ve sizlerden. O yüzden kısa bir bilgilendirme yapmak, biraz da iç dökmek istedim. 2022 sezonu güzel bir sezondu. Tekneyle ilk defa Kaş Kekova taraflarına gittik biliyorsunuz. Videoları bu......

  • 2022 sezonu biraz bakım onarım işleriyle başlamış olsa da, sonunda Haziran ayının sonunda iskeleden ayrılıp güneye doğru olan seyrimize başladık. Ve tekneyle Kaş’a gidiyoruz dedik. Ama ne kadar güneye sorusunun cevabı henüz yok çünkü şu an hala Kaş’tayız. İlerleyen günler bize ne getirecek henüz bilmiyoruz.......

  • Tekneye yıldırım düşmesi hikayelerini sağdan soldan duyar, hayretler içinde dinlerdim. Bir gün bizim de başımıza gelebileceği hiç aklıma gelmemişti. Ama geçtiğimiz sezon yani 2021 yılının Ekim ayındaki bir fırtınada bizim de başımıza geldi. Bu yazıyı hazırlamamın sebebi; hem yıldırım düşmesinden etkilenen teknemizde karşılaştığımız aksaklıkları anlatmak......

No Comments

Post A Comment