18 Nis Mia ile İki Sene
Geçtiğimiz şubat ayında hayatımızı değiştiren ve bize deniz üstünde ev olan teknemiz Mia ile olan birlikteliğimizin ikinci yılını kutladık. Birliktelik diyorum çünkü bunun karşılıklı bir sevgi olduğunu düşünüyorum. İki senedir tekne sahibiyiz biz ama durum sadece bu kadar değil; onun sayesinde hayatımızın yönü değişti. Hayallerimiz hep denizde yaşamak üzerineydi. O yüzden Mia’ya kavuşur kavuşmaz onunla daha çok vakit geçirebilmemiz için yaşamımızı bu yönde değiştirdik.
Mia; ilk teknemiz ve yüzen evimiz. Onu her geçen gün daha fazla seviyoruz ve aramızdaki bağ gün geçtikçe kuvvetleniyor. Mia bizim hem mavi dünyaya açılan penceremiz hem de bizi yeni maceralara götüren aracımız. Ve sayesinde her gün hayattan yeni dersler aldığımız öğretmenimiz. Şu an tam zamanlı olarak teknede yaşamıyor olsak da yılın 8 – 9 ayını deniz üstünde geçirebiliyorsak bu onun sayesinde. Full time denizde yaşamak için de hayaller kuruyoruz, elbette…
Denizde Yaşamak – Teknem Evim Oldu
Tabi bu iki sene içerisinde çok yol kat ettik. Bizler denizde yaşamın ne demek olduğunu öğrenirken bir yandan da Mia’nın eksiklerini tamamladık. İlk zamanlar birçok eksiği ve yaşı gereği değişmesi gereken, ilgi isteyen parçaları vardı. Biz de bu iki sene içerisinde genel olarak teknenin eksikleri ve onarımları ile ilgilendik. Tekneye tam olarak adapte olma, ihtiyaçların ortaya çıkması ve bu ihtiyaçlara uygun eksiklerin giderilmesi, düzenlemelerin yapılması epey zaman alıyormuş. Ve bence bu süreçte sabretmek çok önemli. “Teknem evim oldu” hissi zamanla gelişiyor. Karşılıklı emek vermek gerekiyor.
Verilen emekler ve harcanan zamanlar sonunda ise tekne gerçek anlamda bir eve dönüşüyor.
İkinci Yıldönümü Orhaniye’de
İşlerimiz ve seyahatlerimiz dolayısıyla teknemizden beklemediğimiz kadar uzak kalmıştık. Hem denizde yaşamak hissini özlediğimiz için hem de Mia ile olan serüvenimizin ikinci yılını birlikte geçirmek istediğimiz için geçtiğimiz Şubat ayında Orhaniye’ye gittik. Tabi ki mevsim itibariyle iskelemizde bizden başka kimse yoktu. Kalabalığı sevmeyen bizler bu durumdan hiç de şikayetçi olmadık. Bence sonbahar ve kış aylarının kendine özgü hırçın bir güzelliği var. Bu güzelliği ve sakinliği bir avuç insan deneyimleyebiliyor. Biz de bu şanslı azınlıktayız.
Şubat ayında Orhaniye’de sakin ve huzurlu bir gün…
Tabi ayrı kaldığımız süre biraz uzayınca teknenin üstünden deyim yerindeyse kış mevsiminin sert bir şekilde geçmiş olduğunu gördük. Rüzgarın savurduğu dalgalarla kromlar paslanmış, yağan yağmurlarda tekne üstünde biriken sular yosunlanmaya sebep olmuş, tikler mutsuzlaşmış. Biz de iki lodos fırtınası arasında bulduğumuz bir iki günlük zaman diliminde minik bir temizlik yaptık. Kromları parlatarak pastan arındırdık; güverteyi yıkayarak yosunlardan kurtulduk. Bu sayede Nisan’da yapacağımız bahar temizliğinin yükünü de hafifletmiş olduk.
İçinde yaşanılan tekne ile belli dönemlerde kısa sürelerle kullanılan tekneler arasında ciddi farklar oluyor. Yazdan yaza sadece birkaç hafta kullanılan teknelerde bu süre zarfında kullanılmayan ekipmanlar daha çabuk eskiyip bozuluyor. Ve tekneler sanki canlı bir obje gibi ilgisizlik sebebi ile çok kolay küsüyor. Bu sebeple teknesine sık sık gidemeyen tekne sahipleri belli kişilerden ya da firmalardan destek alıyor. Tekneler havalandırılıyor, temizlikleri yapılıyor. Kimi tekne sahibi bunu vakitsizlikten tercih ediyor; kimisi ise bu işlerle uğraşmayı sevmiyor, angarya kabul ediyor.
Bana göre ise teknede yapılan her şey, temizlik bile terapi gibi. Denizin üstünde güneş yüzümü ısıtıp rüzgâr hafif hafif ürpertirken, kulağımda sevdiğim müzik, tekneyle uğraşmak bana çok iyi geliyor.
Denizin üstünde yenilen sade bir makarna bile daha lezzetli; içilen bir duble rakı daha tatlı, yapılan bir dost sohbeti daha kıymetli hissediliyor.
İki lodos fırtınası arasında tekneyi sezon öncesi yapacağımız esas bakım & temizlik öncesi olabildiğince temizledik.
Karacasöğüt Ziyareti
Maalesef iki fırtınanın ortasına denk gelmiş olmamız sebebiyle umduğumuz gibi bir kış seyri yapamadık ama onun yerine karadan Karacasöğüt’e giderek Global Sailing’in nefis tesisini ziyaret ettik. Bu tesisi diğer tesislerden ayıran birkaç önemli özelliği var. İlki; tesisin kurucusu Haluk Karamanoğlu’nun dünya turu atmış bir denizci olması. Karamanoğlu bu dünya seyahatini eşi ve iki çocuğu ile birlikte 1988 – 1993 yılları arasında Deriska isimli yelkenli tekne ile gerçekleştirmiş. Seyahata başladıklarında oğulları Derin 4 yaşında, kızları Deniz ise henüz 13 aylık bir bebekmiş.
Güzel kız Deriska…
5 yıl süren seyahatlerinde dünyanın farklı yerlerindeki birçok yat kulübünü ziyaret eden Haluk Karamanoğlu ve ailesi oralardaki tesislerin çocuklara denizi sevdirme ve denizciliği doğru öğretme felsefesinden etkilenmiş. Bunu kendi ülkesine de getirmek istemiş. Sonuçta 2002 yılında Global Sailing kurulmuş. Global Sailing hem bir marinette hem de her yaştan deniz sevdalısına yelken yapmayı öğreten bir yat kulübü.
Global Sailing’in insana huzur veren tesisi
Tesisin bir diğer önemli özelliği ise Sadun Boro’nun son yıllarını burada geçirmiş olması. Bu yüzden Onun anısına heykellerle dolu bir alan ayrılmış. Tesis yetkilileri mi yoksa orada yaşayan sakinler mi ilgileniyor bilmiyorum ama Sadun Boro heykelinin kulağından, hemen arkasındaki deniz kızının ise boynundan çiçeği eksik edilmiyor.
Biz de önümüzdeki bahar aylarında Sadun Boro’nun çok sevdiği, ömrünün son yıllarını geçirdiği ve cennet olarak nitelendirdiği Gökova Koylarını gezmeye niyetliyiz. Rotadan sorumlu olan ben henüz dersimi çalışmaya başlamadım. Ama yakında Gökova’nın dantel gibi işlenmiş koylarını keşfedeceğim aklıma geldikçe çok heyecanlanıyorum. Ve içim içime sığmıyor…
Kalbimizdesin Sadun Boro…
Yazılış Tarihi :17.02.2018
Yelken Dünyası Dergisi Mart 2018 itibariyle yayın hayatına veda ettiği için, bu ve bundan sonraki tüm yazılar ilk defa burada yayınlanmaktadır…
- Bir sonraki yazıda; 2018 Sezonuna Hızlı Bir Bakış
Yeni yazılardan ve güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Facebook Sayfamızdan takip edebilirsiniz.
Teknelerde LPG Güvenliği
Teknelerde LPG Güvenliği Tekne sahibi olduktan sonra, elimizden geldiğince her konuda bilgi edinmeye ve kendimizi geliştirmeye başladık. Gerek yelken konusunda, gerek motor konusunda, gerekse de teknenin diğer teçhizatları konusunda hep bir şeyler öğrendik. Ancak teknemizin LPG güvenliği hep bir soru işaretiydi bizim için. Çünkü ne......
17 Haziran, 2023Uzun Bir Aradan Sonra Merhaba
Merhaba dostlar, O kadar uzun zamandır beyaz bir sayfa açıp karşısına oturmadım ki… Uzak kaldım blog yazılarından ve sizlerden. O yüzden kısa bir bilgilendirme yapmak, biraz da iç dökmek istedim. 2022 sezonu güzel bir sezondu. Tekneyle ilk defa Kaş Kekova taraflarına gittik biliyorsunuz. Videoları bu......
26 Mart, 2023Tekneyle Kaş’a Gidiyoruz
2022 sezonu biraz bakım onarım işleriyle başlamış olsa da, sonunda Haziran ayının sonunda iskeleden ayrılıp güneye doğru olan seyrimize başladık. Ve tekneyle Kaş’a gidiyoruz dedik. Ama ne kadar güneye sorusunun cevabı henüz yok çünkü şu an hala Kaş’tayız. İlerleyen günler bize ne getirecek henüz bilmiyoruz.......
15 Temmuz, 2022Tekneye Yıldırım Düşmesi
Tekneye yıldırım düşmesi hikayelerini sağdan soldan duyar, hayretler içinde dinlerdim. Bir gün bizim de başımıza gelebileceği hiç aklıma gelmemişti. Ama geçtiğimiz sezon yani 2021 yılının Ekim ayındaki bir fırtınada bizim de başımıza geldi. Bu yazıyı hazırlamamın sebebi; hem yıldırım düşmesinden etkilenen teknemizde karşılaştığımız aksaklıkları anlatmak......
19 Mart, 2022
No Comments